Muzun toprak üstü kısmının gövde olarak bilinmektedir. Aslında, yaprak diye bilinen kısım Yaprak ayası, gövde olarak bilinen kısımda, yaprak saplarının bileşimidir. Buna göre muzun görünen kısmı, yaprak ayası ve yaprak sapı demetidir. (Yalancı gövde) Muzun esas gövdesi, toprak yüzeyinden hemen başlamak üzere, toprağa doğru yerleşiktir. Muzun kökleri, gövdeye bitişik, yaprak sapı kısmı hariç gövdenin tüm etrafını sarar. Diğer bitkilerde, gövde ile kök arasında kök boğazı mevcuttur. Muzda ise kök boğazı yoktur. Muz kökleri saçak kök özelliği taşır. Fazla derine gitmez. Kökler hemen toprak yüzeyinden bir iki santim altından başlar, 35-45 cm derinliğe kadar iner. Kökler nispeten kalın ve etlidir. Köklerin kalın ve etli olması, dış etkenlere ve zararlılara karşı hassasiyetini artırmaktadır. Ayrıca gövdenin toprak altıda olması gövdenin iyi korunmasını gerektirmektedir.MUZUN YAPRAK, GÖVDE, KÖK VE MEYVE KISIMLARI1- YAPRAKMuzun yaprak ayası çok geniştir. Dolayısıyla yırtılmaya ve su kaybına karşı hassastır. Bu özelliğinden ötürü muzu, üreticiler serada yetiştirmeye yönelmişlerdir. Muzun genel tarifinde de bahsedildiği gibi, toprak üstünde görünen tüm aksam yapraktır. Yaprağın tarifini kısaca yaparsak: Yaprak iki kısımdan oluşur. Birinci kısım, yaprak sapı ikinci kısım yaprak ayasıdır. Muzda yaprak sapları birbiri üzerine geldiği için, bir demet oluştururlar. Esasında yaprak saplarının birleşimine yaprak sapı demeti denir. Halk arasında, bu yaprak sapı demetine gövde denir. Bilindiği gibi yaprak sapı demeti, gövde değil, gövde gibi göründüğü için, yalancı gövde denmektedir. O halde yaprak sapı: Toprak yüzeyinden başlar, yaprak ayasına kadar olan kısımdır. Yaprak ayası sadece yaprak diye adlandırdığımız geniş kısımdır. Yaprak ayasının ortasından kalınca bir damar geçmektedir. Bu damar sanki yaprak sapının uzantısı gibidir. Yaprak ayasının dik durmasını sağlar. Yaprak ayası geniş yapılı olup mumsu bir yapıya sahiptir. Mumsu yapı yaprak ayası üzerinde su tutmayı engeller. Bu özellik kimyasal mücadelelerde, verilen ilaçların tutunmasında engel teşkil eder. Onun için yapraktan yapılacak ilaçlama ve gübrelemelerde, su tankına iyi kalitede yayıcı yapıştırıcı katılmalıdır.2- GÖVDEMuz bitkisinin gövdesi toprak yüzeyinden başlar ve toprak altına doğru yerleşiktir. Büyüme tepeciği hariç çapaklar gövdenin tamamını sarar. Etsi bir yapıya sahiptir. Yaprak sapı demetinden daha sıkı ve sağlam bir yapı gösterir. Gövdenin çapı ne kadar büyük ve kalın olursa o kadar iyi demektir. Gövde torak altındadır. Toprak işlemelerinde gövdeye zarar vermemek için dikkatli olunmalıdır.3- KÖKMuz bitkisinde diğer bitkilerde olduğu gibi kök boğazı yoktur. Kökler gövdeye bitişik haldedir. Gövdenin toprak üstü kısmı hariç tüm her tarafını kaplar. Köklerin bu özelliğinden dolayı muz tımarında fazla fidanların temizlenmesinde köklere zarar vermemek için dikkatli olunmalıdır. Kökler toprak yüzeyine yakın noktada başlar, 40 - 45 cm’e kadar derinlere iner. Esas kök yoğunluğu ilk 10 ile 30 cm arasındadır. Daha aşağılara gitmeme sebebi uygun tarım toprağında bahsettiğimiz % su % hava dengesini bulamadığı ve ilk 35-40 cm’de yeterli rutubet, hava ve besin bulduğu için daha derinlere gitmez. Muz serasında devamlı nem ve yarı gölge olduğu için bazen köklerin sadece birkaç tanesi toprak yüzeyine çıkarlar. Üretici bu çıkan kökleri toprakla kapatır. Bu kapatma işlemi daha derindeki köklerin daha derinlerdeki havasız ortamda kalmasına sebep olur. Böylece toprak yüzeyindeki 2-3 kökü kurtarırken, önceden oluşmuş daha fazla kökü riske atmış olunmaktadır. Muz köklerine toprak atmanın bir diğer zararı zaman içinde muz bitkisi toprak üzerinde yükselmiş olur. Muz kökleri etli ve kalın bir yapıya sahiptir. Bu özelliğinden dolayı, zararlılara karşı ve tımar zamanında yapılacak toprak işlemelerde yaralanmalara hassastır.4- MEYVEBir muzun verdiği meyvenin tamamına dal denir. Dal: -Koçan -Tarak -Parmak -Çiçek kısımlardan oluşur. Esas yenen meyveye parmak denmektedir. Muz bitkisi diğer alışa geldiğimiz meyvelerden farklı bir meyvedir. Gövdede, yaprakta, meyvede bizim alışmadığımız isimlerle karşımıza çıkmaktadır. Dalın büyüklüğü, muzun çeşidi ve bakımı ile orantılı olarak değişmektedir. Bölgemizde yetişen muz çeşitleri içinde bakım ve şartlar aynı olduğu takdirde Grand nain ile yerli Azman muz en kaliteli ve iri dalı vermektedir. İyi bir dal; tarak sayısı fazla, tarakta parmak sayısı fazla ve parmaklar uzun olmalıdır. Dalda çiçek denen kısım, tarakların ve parmakların bittiği, dalın alt kısmında koçanın boş devam ettiği kafa kısımdır. Kafa kısmın taraklar oluştuktan sonra kesilmesi, alt ve üst tarakların eşit uzunlukta olmasını sağlamaktadır dense de, bölgemizde yapılan uygulamalarda tam kanıtlanmamıştır. Ekvator bölgelerinde yetiştiriciler, dalda üstten dört beş tarak koyarak alt tarakları kesmektedirler. Dışardan gelen İthal muzların bütün parmaklarının eşit büyüklükte olmasının sebebi budur. Biz bu eşitliği muz işlerken ambalajlamada boylama suretiyle yapabiliriz. Artık tüketicinin gözünde iri demek kalite demek değildir.