Havada bulut yok bu ne dumandırMahlede ölü yok bu ne figandırŞu Yemen elleri ne yamandırAh o Yemen’dir gülü çimendirGiden gelmiyor acep nedendir?Osmanlı kutsal toprakları elde tutma uğruna Yemen’de birçok şehit verilmişti. Çarpışmalar o kadar, şiddetli olmuştur ki aileler Yemen’e cepheye giden evlatlarının artık geri dönmeyeceğini zannediyorlardı. Birçok aile cepheye gönderdikleri çocuklarından bir daha haber alamamışlardı. Hatta bazı askerler yıllar sonra savaş bitse de bu topraklardan geriye dönememişler, sağ kalabilenler orada yaşamlarını devam ettirmişlerdir. İşte bu türkü bu acı nedeni ile yazılmış, etkilerini ve izlerini günümüze kadar taşımıştır. Ama bugün Yemen'de çok daha farklı bir dram ve acı yaşanmaktadır. Dünyanın en feci insanlık felaketlerinden birinin yaşandığı Yemen'de, nüfusun yaklaşık dörtte üçüne tekabül eden 22 milyon insan, açlıkla pençeleşiyor. Her 10 dakikada 5 yaşın altı bir çocuk açlıktan ölüyor. Yemen'de yaşanılan en büyük insanlık dramlarından birine tanıklık ediyoruz. Çocuklar ot yiyor. Ülkede kolera salgınının başladığı 2017’den bugüne kadar yaklaşık bir buçuk milyon kişi kolera vakası sonucu hayatını kaybetti. Uzmanlar, 16 milyondan fazla Yemenlinin temiz su, arıtma veya hijyenik koşullara erişimi olmadığını, bu durumun da bulaşıcı hastalıkların yayılmasını ve kıtlık sonucu ölümleri de beraberinde getireceğini açıklıyor. Yine uzmanlar son 1,5 yıl içerisinde en az 70 bin çocuğun can verdiğini söylüyor. Dile kolay, 70 bin... Suudi Arabistan ile İran’ın inatlaşması ve ABD ve batının fişeklemesi bu insanlık dramının yaşanmasına neden oluyor. Ve ne hikmetse hiç bir ülke bu acıyı durdurmak için çaba harcamıyor. Ve ne acı ki insanlığın öldüğü bu trajedi karşısında hala suskunluğumuz devam ediyor. Oysaki adına türküler beslediğimiz o Yemen, bizim Yemen’imiz. Ölenler, bizim kardeşlerimiz. Kemikleri sayılan o çocuklar, bizim çocuklarımız. Bombalanan evler, bizim evlerimiz. Acı, bizim acımız.