Anamur denizi, güneşi, ormanı, dağları, dereleri, yaylaları ile muzu, çileği ve birçok subtropikal bitki ve meyvenin yetişebildiği bu nedenle ülke ekonomisine önemli katkısı olan nadir ilçelerinden biridir. Doğal koşulları açısından böyle bir coğrafyada yaşayanlar olarak şanslı olduğumuzu söylemek yanlış olmaz. Stratejik bir meyve olan muzun yetiştiği bir yer olduğu için ülkemizin de bir şansıdır Anamur. Anamur üretiyor, kazanıyor, kazandırıyor. Anamur maddi olarak gelişiyor, zenginleşiyor. Anamur geçmişten bu yana yine bu coğrafi koşulları gereği kentlere uzaklığın, kültürel ve sanatsal etkinliklere vb. kolay erişememenin eksikliklerini yaşamış, yaşamaya da devam ediyor. Gençlerimiz, emeklilerimiz ve çalışanlar için Anamur hala ‘çorak’. Kafeler, kıraathaneler en çok ziyaret edilen yerler olmaya devam ediyor. Yaz ayları iskele çay bahçeleri kadınlı-erkekli okey oynayanlarla dolup taşıyor. Sosyal-kültürel anlamda çoraklığın yanında sağlık alanında da eksiklik kendini hissettiriyor. Birçok kişi sağlık problemlerine Alanya, Antalya, Mersin, Konya, Ankara vb. uzak kentlerde çözüm aramaya öncelik veriyor. Ne yazık ki maddi zenginliğimize paralel bir kültürel zenginliğe ulaştığımızı söylemek zor.. Duyarlılıklarımız artsa da yeterince çevremizi koruyup, temiz tutamıyoruz. Hala yediklerimizin artıklarını, çöplerini kıyılarımızda, piknik yerlerinde bırakmaya içecek şişelerini kırıp çevreye atmaya devam ediyoruz. Gözlemlenen bir diğer ciddi konuda eğitimli üniversite, yüksekokul mezunu gençlerin işsizlik problemi ve bu nedenle yaşadıkları ruhsal sorunları. Meslekleriyle ilgili bir iş bulamamaları veya iş kuramamaları geleceğimizin güvencesi gençleri kafelerin, kıraathanelerin müdavimleri olmaya zorluyor. İşsiz gençlerin sohbetleri KPSS sınavları, aldıkları puanlar, mülakatlar üzerine ve sonuçta iktidara yakın etkili ve yetkili birilerini bulmadan işe girilemeyeceği ve bununla ilgili yaşanmış örnekler üzerine. Etkili yetkili kişi arayışı sürecinde olduklarından farklı görünmeye çalışmaları (bir partiye, derneğe veya cemaate yakın durmak) ve bunu becerememe durumları iş, eş ve bir düzen kurma hayalleri bağlamında içinde bulundukları durumun yarattığı düş kırıklıklarına, ruhsal sorunlara, istemeden farklı yönlere savrulmalarına yol açıyor. Yapmacıklığı becerebilenlerde girdikleri işlerde verimli olamıyorlar. Kısacası insanlarımız, gençlerimiz olduğu gibi görünemiyor, göründüğü gibi olamıyorlar. Bu durum gelecekle ilgili sosyal psikolojik sorunların artacağı anlamına geliyor. Olduğu gibi görünemeyen göründüğü gibi olamayan düşündüklerini özgürce ifade edemeyen geleceğe güvenle bakamayan bir beyin yaratıcılığını yitirir. Yerel seçimler yaklaşırken bu birçok yönden zengin ilçeyi yönetmeye talip olanların en azından, özellikle gençlerin problemleri, sosyal-kültürel ve bedeni gelişmelerine katkı yapacak özgürlük, dayanışma, paylaşma, duygularını tatmin edecek ortamlar yaratılması için projeler üretmelerini bekliyoruz. Eğer gerçekten gelecek gençlik ise.