• Gel Al Noktası
  • Künye
  • Reklam
  • Gizlilik Politikası
Anasayfa
  • Gündem
  • Son Dakika
  • 3. Sayfa
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Hayat
  • Spor
  • Tanıtım
  • Sağlık Eğitim
  • Ara
A
Büyüt
A
Küçült
  1. Köşe Yazarları
  2. Hüseyin Şinasi
  3. Kısır döngü, enflasyon, faiz, döviz, borçlanma
Yayınlanma: 19 Eylül 2024 - 15:17

Kısır döngü, enflasyon, faiz, döviz, borçlanma

19 Eylül 2024 - 15:17
TAKİP ETTAKİP ET
Dinle
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Hüseyin Şinasi
Hüseyin Şinasi
[email protected]

Hayat pahalılığı, haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik ve gelir dağılımındaki dengesizlik, terör vb. gibi sorunlar günlük hayatımızın bir parçası ve gündemin ilk sırasındadır.   

Gelir dağılımındaki dengesizlik ve adaletsizliklerden başlamak gerekirse; bir ülkedeki gelir dağılımını piramitlere benzetmek mümkündür. Piramit geometrik olarak dış görünümü üçgene benzeyen, tabanı kare veya dikdörtgen şeklinde bir yapıdır. Piramit denilince çoğu kez Mısır Piramitleri akla gelir. Bir toplumun gelir dağılımı da piramitlere benzetilebilir. Piramidin en tepesinde yer alan ve toplumun ancak %5’ini temsil eden bölüm en zengin grubu gösterir. Piramidin kare veya dikdörtgen biçimindeki tabandan başlayan belli bir bölümü ise toplumun en yoksul kesimini ifade eder. Geri kalan bölüm ise orta gelir grubudur. Gelişmiş ve refah düzeyi yüksek toplumlarda orta gelir grubu piramidin en geniş alanını kapsar. Geri kalmış veya gelişmekte olan toplumlarda piramidin tabanı diğer bölümlere göre çok daha büyük bir alana yayılır.  

Şimdi bu gelir ve gelir dağılımı konusunu biraz açalım:

Bir ülkede belli bir dönem içinde elde edilen gelirlere, milli gelir denir.

Milli gelirin ülke nüfusuna bölünmesi ile ortaya çıkan değere kişi başına düşen milli gelir denir.

Milli gelir ve kişi başına düşen milli gelir ülkelerin ve milletlerin gelişmişlik düzeyinin anlaşılmasını sağlayan temel verilerden biridir.

Bir ülkede kişi başına düşen milli gelir ne kadar yüksek ise; ülke o kadar gelişmiş veya o kadar zengin sayılır. Milli gelir ve kişi başına düşen milli gelir ne kadar düşük ise o ülke de o kadar geri kalmış ve yoksuldur.

Gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, hiçbir ülkede kişi başına düşen milli gelir dağılımı eşit değildir. Belli bir kesim çok yüksek gelir elde ederken, öbür taraf kişi başına düşen milli gelirden çok düşük gelir elde eder. Gelir durumu ne çok düşük, ne çok yüksek olmayan kesime orta gelir grubu denir. Devletler bu gelir dağılımı dengesizliğini ortadan kaldıracak bir takım tedbirler almak zorunda kalırlar. Sosyal devlet politikalarını bu kapsamda ele almak ve değerlendirmek gerekiyor.  

Bir ülkedeki üretim ve milli geliri; tarım, sanayi ve hizmet gibi dallara ayırmak mümkündür. Bu noktada ülkelerin, hangi üretim ve gelir grubuna öncelik verdiği gibi makro politikalar öne çıkıyor.

1838 Baltalimanı Antlaşmasından sonra borç batağına saplanmış, borcunu ödeyemez duruma düşmüş, alacaklı devlet veya kuruluşlar tarafından gelir kaynaklarına el konmuş Osmanlı devlet ve ekonomi yapısından yeni Türkiye Devletine geçerken, ülke ekonomisi tarım ve hayvancılığı dayalı, halk yorgun, bitkin ve yoksuldur. Tarım ve hayvancılık ile geçimini sağlamaya çalışan halkın çoğunluğu köylerde yaşamaktadır. Kentlerde yaşayanlar genellikle mutlu azınlık sayılan, Ermeni, Rum, Yahudi veya başka ülke vatandaşı yabancıdır. Doğal olarak köyler tarım ve hayvancılıkla, kentte yaşayan azınlık ve yabancılar sanayi ve hizmet alanında faaliyet göstermektedir.

17 Şubat 1923’de İzmir’de bir iktisat kongresi düzenlenir ve bir ekonomik model belirlenmeye çalışılır. Düşünülen sistem kırsal ve kentsel kalkınmayı birlikte götürmektir.  Devlet, özel girişimci bir sanayileşme düşüncesi ön plana çıkar. Ülkenin dört bir yanına yollar, okullar, fabrikalar yapılmaya başlanır. Uygulanan sistem ile 1934 yılında ilk kez dış ticarette yani ihracatın, ithalattan fazla olduğu duruma gelir. Bu tablo Atatürk’ün 10 Kasım 1938’deki ölümüne kadar devam eder. Bundan sonra ikinci dünya savaşı, kıtlık, yokluk yılları başlar.  

 1939-1945 İkinci Dünya Savaşından sonra, ülkeler bir ABD merkezli, diğeri Soviyetler Birliği merkezli olmak üzere ikiye bölünür. Bu bölüşümde Türkiye ABD’nin payına düşer. Nitekim 1947 yılında ABD ile Türkiye arasında bazı antlaşmalar imzalanır. Bu antlaşmalardan sonra meydana gelen her gelişme ABD’nin ve onun uydusu konumundaki Batı Avrupa ülkelerinin yörüngesinde şekillenir.

1940-50’li yıllardan itibaren Türkiye’ye yüklenen kalkınma rolü tarım ve hayvancılıktır. O tarihten 24 Ocak 1980 kararlarına kadar Türkiye, ithal ikamesine dayalı bir ekonomik büyüme modeli takip ederken, bu tarihten sonra ABD ve Avrupa ülkelerinde yerleşmeye başlayan küreselleşme ve neoliberal ekonomi modeli dayatılmaya başlar. 12 Eylül askeri darbesi bu işin tuzu biberi olur. Bu politik model gereği devletin elinde bulunan paraya dönüşebilecek ne varsa hepsi özelleşleştirme adı altında özel kişi veya şirketlere satılır. Bugün devletin elinde çok stratejik bazı kurumlar dışında ekonomik değer yok gibidir. Büyük sanayi kuruluşları yerli veya yabancı şirketlerin denetimi ve kontrolü altındadır. Serbest piyasa ekonomisinin uygulandığı ülkelerde, yerli veya yabancı şirketler için önemli olan para kazanmaktır. Bu nedenle sürekli olarak şirketlerin el değiştirmesi küresel ticaretin bir gereğidir.  

1980 sonra Türkiye’de üretim yapısı değişmiş, tarım ve hayvancılık geri plana düşerken sanayi ve hizmet alanları öne çıkmaya başlamıştır. Halbuki bir ülkenin her açıdan gelişmesinin ölçüsü, tarım-sanayi-hizmet gibi üretim faktörlerinin dengeli dağıtımına bağlıdır. Bu dengeyi kuramazsanız, hayat pahalılığı, gelir adaletsizliği, yüksek enflasyon, döviz, faiz, borçlanma sarmalından kurtulamazsınız.

Bu politikalar nedeniyle ülkemizde kırsal kesimlerden kentlere doğru yoğun bir göç dalgası yaşanmış ve köylerde yaşayan nüfus iyice azalmış, üretim durma noktasına gelmiş, insanlar yoksullaşmıştır. Köylerden kentlere göç edenler, sağlıksız şartlarda yaşamaya ve emek gücüne dayanan işlerde çalışmaya zorlanmıştır. Dün köyünde hiç kimseye muhtaç olmaksızın yaşayan geniş kitleler yardıma ve sosyal desteğe muhtaç durumdadır. Ne yazık ki, büyük kentlerin kenar semtlerinde perişan olmuş milyonlarca insanın yeniden köyüne kentine dönüp, tarım, hayvancılık alanında çalışmasına yönelik bir politika ve gelişme de yoktur.

Uzattık bitirelim.

Yeniden görüşmek üzere hoşça ve sağlıcakla kalın.

Yazarın Diğer Yazıları

  • Anamur İçin Geciken Sanayi Hamlesi: OSB'ler Neden Önemli? - 27 Haziran 2025
  • Anamur'un suyu kurumadan... - 05 Mayıs 2025
  • Anamur'un sorunları çözümsüz değil - 07 Nisan 2025
  • Taşralı bir öğrencinin anılarından... - 18 Mart 2025
  • Ortadoğu'da Sykes-Picot ihaneti... - 22 Şubat 2025
  • Yapay zekaya göre Hüseyin Şinasi kimdir? - 14 Şubat 2025
  • İstanbul'dan Anamur'a dönerken... - 04 Şubat 2025
  • Anamur'dan İstanbul'a giderken... - 11 Ocak 2025
  • Geçmişini bilmeyen, geleceği anlayamaz - 02 Aralık 2024
  • Bir yaşam biçimi olarak, ölçü birimleri - 13 Kasım 2024
  • Ayağını yorganına göre uzat.. - 17 Ekim 2024
  • Ülkemiz için "gıda, ilaç ve silah" öncelikli konulardır - 26 Ağustos 2024
  • Anamur liman iskelesi önemli bir kazanımdır - 12 Ağustos 2024
  • Bakkal amca, bakkal amca, helva yapsana... - 02 Haziran 2024
  • 2024 seçimleri değerlendirme - 3 - 13 Mayıs 2024
  • 2024 yerel seçim değerlendirmesi - 2 - 02 Mayıs 2024
  • 2024 yerel seçim değerlendirmesi - 1 - 02 Mayıs 2024
  • Ramazan bayramına doğru... - 08 Nisan 2024
  • Başkan Durmuş Deniz göreve başlarken - 04 Nisan 2024
  • Anamur'da seçimi kim kazanır? - 22 Mart 2024
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Köşe Yazarları
İbrahim Gümüş
İbrahim Gümüş
Ah Kardeş Ah
Hüseyin Şinasi
Hüseyin Şinasi
Anamur İçin Geciken Sanayi Hamlesi: OSB'ler Neden Önemli?
Didem Yıldız Küçük
Didem Yıldız Küçük
Kırmızı etle bayram detoksu yapın!
Hüseyin Erdoğan
Hüseyin Erdoğan
Yeni yıl mesajı
Mehmet Gümüş
Mehmet Gümüş
Zeyve Lavanta Tatil Köyü
Kamil Körhasanoğlu
Kamil Körhasanoğlu
Yeni tesis edilmiş bahçenin beslenmesi
Önder Demir
Önder Demir
Üç yiğit çıktı meydana!..
Nuriddin Çelik
Nuriddin Çelik
Nasıl bir Anamur..
İbrahim Öztürk
İbrahim Öztürk
Yemen ve acı
Çok Okunan Haberler
Akdeniz Mahallesi'nde 6 bin metrekarelik parke çalışması başladı
Akdeniz Mahallesi'nde 6 bin metrekarelik parke çalışması başladı
Anamur'da
Anamur'da "Arı Gibi Çalışanlara, Bal Gibi Destek"
Muz fiyatı 25 TL'ye düştü
Muz fiyatı 25 TL'ye düştü
Ana Sayfa
Gündem
Son Dakika
3. Sayfa
Siyaset
Ekonomi
Hayat
Spor
Tanıtım
Sağlık
Eğitim
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Vefatlar
Günün Haberleri
Arşiv
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Sitene Ekle
  • Rss
  • Gel Al Noktası
  • Künye
  • Reklam
  • Gizlilik Politikası

Son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi anamurgazetesi.com; Anamurgazetesi.com haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Yazılım: Tumeva Bilişim