Sınav Koleji'nde Cumhuriyet Bayramı coşkuyla kutlandı
ANAMUR GAZETESİ / Musa Suğan - Anamur Sınav Koleji'nde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı büyük bir coşkuyla kutladı.Okulun bahçesinde gerçekleşen törene tüm öğrenciler, öğretmenler ve veliler katıldı.
Türkiye’nin lider eğitim kurumlarından olan Anamur Sınav Koleji öğrencileri her yıl olduğu gibi bu yıl da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı büyük bir coşkuyla kutladı. Okulun bahçesinde gerçekleşen törene tüm öğrenciler, öğretmenler ve veliler katıldı.
Tören, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere silah arkadaşları ve şehitler adına bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal marşının okunmasından sonra başladı.
Anamur Sınav Koleji Kurucu Müdürü Seher Ateş Gümüş, “Ey Anadolu’m, Ey Güzel Yurdum, Ey Türkiye’m!” sözleriyle başladığı konuşmada şunları söyledi:
“Bin yıldır senin suyunu içtik, senin havanı soluduk, senin bağrında barındık, senin bereketli topraklarında beslendik.
Ey Cumhuriyet’im!
Günlerden bir gün ne Fatih’le İstanbul’dayız ne de Süleyman’la Viyana önlerindeyiz. İstiklal Savaşının zor günlerindeyiz. Üstümüze gök çökmüş, aşağıda yer yarılmış, yutmak istemiş vatan evladını.
Elin Fransız’ı, İngiliz’i, Yunan’ı dört bir taraftan sarmış bizi, her karış toprağımıza, namusumuza göz dikmiş.
Anaları evlatsız, bacıları kardeşsiz, gelinleri yarsız bırakmış.
Sonunda namusu ve vatanı uğruna tüm kemiklerinin kırılması pahasına da olsa 250 kiloluk mermiyi sırtında taşıyıp topun ağzına taşıyan, bir yiğit Seyyit Çavuş, bir zeybek, bir dadaş, bir adsız kahraman’ın yenilmeme ruhu, vatan sevdası, inancı bu savaşta dengeyi bozmuş.
İşte bu dengenin önderi Mustafa Kemal ATATÜRK, bayramı da CUMHURİYET olmuş. Bunu bilmeyenler öğrensin. Bilenlere selam olsun…
Ey Anadolu’m, Güzel Yurdum!
Sen kederi kederimize, sevinci sevincimize, kaderi kaderimize benzeyen ölümsüz vatanımız!
Ağrı’da dik başlı, Güney’de Fırat akışlı, Toros’larda sümbül kokuşlu, Erzurum’da kar yağışlı güzel Türkiye’m..
Yozgat’ta kömür gözlü, Isparta’da gül yüzlü Anadolu’m.
Sen bin yıldır doğan bebeğimize beşik oldun. Bin yıldır ölenimizi, şehidimizi bağrında korudun.
Ey Cumhuriyet’im! Günlerden bir gün İstiklal Savaşının zor günlerinde.
Bütün düşmanlar saldırmış bize.
Sonra biri Fırat, biri Dicle, biri Sakarya…
Anadolu’nun bağrında ayağa kalkmış üç kardeş ırmak.
Aynı vatan aynı bayrak uğruna savaşmış.
Bu savaşta üç nehrin birlik ve beraberlik içinde akması dengeyi bozmuş.
İşte bu akışın önderi Mustafa Kemal ATATÜRK, meyvesi de CUMHURİYET olmuş. Bu akışı bilmeyenler öğrensin, bilenlere selam olsun.
Ey Anadolu’m Güzel Türkiye’m!
Bir gün Ferhat sendeki bir güzele sevdalanmış. Bu sevda uğruna dağları delmiş.
Ey güzel yurdum! biz sendeki bir güzele değil, bin güzelliğe sevdalıyız.
Senin için dağları değil, çağları bile deleriz. Uğruna bir değil, bin defa ölürüz.
Ey Cumhuriyet’im!
Uzak değil dün gibi yakın. Ne Fatih’le İstanbul’dayız, ne de Süleyman’la Viyana önlerindeyiz. İstiklal Savaşının zor günlerindeyiz. Düşman her yanı sarmış elimizi kolumuzu bağlamış, toprağa, suya, soluduğumuz havaya göz koymuş.
Sonra bir bilge Yunus Emre, bir bilge Hacı Bektaş-ı Veli, Anadolu’nun aynı yöne bakan iki gözü…
Sevgi, kardeşlik, dostluk ve birlik için aynı anda çarpan iki yüreği bu savaşta dengeyi bozmuş. Bu bakışın, bu yüreğin önderi Mustafa Kemal ATATÜRK, Hedefi de CUMHURİYET olmuş. Bunu bilmeyenler öğrensin, bilenlere selam olsun.
Ben bir öğretmenim, Anadolu’ma güzel yurduma, Cumhuriyete seslendim. İstedim ki öğrencilerim sevdalansın yurduna.
Sevgiyle örülsün gönül kalemiz, kılıç değil kalem tutsun elimiz.
Doğruluk, dürüstlük, özgürlük, Cumhuriyet, olsun yolunuz..”